Türkiye de gıda olaylarında meydana gelen sahtecilik uzun zamandır bilinen ve yeni meydana gelen bir olay değildir.Uzun zamandır yurt dışına satılan ürünler geri gönderilmekte ve ürünler imha edilmeden çoğu büyük ölçüde iç tüketimde kulanılarak insanların sağlıklarıyla oynanmıştır.
Avrupa Birliği raporlarında gıdada zararlı ve insan sağlığını tehtid edecek ilaç vb .maddelerinin olduğu beyan edilerek bu ürünler sınır kapılarından geri çevrilmiştir
Bu firmlar aynı zamanda yurt içinede üretim yapmaktadır.Şu soruyu sormamız lazım Türkiyede denetlemeler ve uygulanan cezalar caydırıcımı?
Bu ürünler geri geldiklerinde el konuluyormu veya bunların analizleri nasıl yapılıyo?
Avrupa Birliğini yayınladığı raporda antep fıstığı ,nar,domates,gıda takviyesi,kuru incir ,karabiber gibi bir çok ürün bulunmakta ve listesiyi uzatabiliriz.
Temel sorun şu dış ticaret ve ihracat konusuda başarı istiyoruz ama ihracat konusunda ne firmalarımız ne de hükümet tarafından atılan sağlam bir adım yok.Önemli olan şu soryu sormak lazım ihracatı kim için yapıyoruz?
Sadece hibe ve teşvilker verilerek bu sorun çözülmez.Dış ticaret mevzuatı dahil,ihracat konusunda ,firmalar konusunda kalıcı ve sağlam düzenlemeler gerekir.Bu gibi olaylar işini düzgün yapan firmalarıda etkilemekte ve pazar kayıplarına yol açmakta
Avrupa Birliği raporuna baktığımızda iade edilen ürünlerin bazıları:
Greyfurt: Bulgaristan
Antep fıstığı: İtalya
Kuru incir: Fransa
Domates: Hırvatistan
Gıda Takviyesi: İspanya
Nar : Bulgaristan
Karabiber: Almanya
Üzüm : Romanya
Kuru Kayısı: Yunanistan
Limon : Yunanistan
Kekik :Hollanda
Kuru Üzüm : İtalya
Ayçiçekyağı:Danimarka
Biber : Bulgaristan
Kabuklu Fıstık: İtalya liste ve ürünleri uzatabiliriz.Şimdiye kadar 323 ürün sınırlardan çevrilerek iade edildi.
Bu firmalara para cezası yanında ihracat konusunda kısıtlama getirilmeli ve içeride sıkı denetleme yapılmalıdır
Yoksa ihracatta sadece kendimizi avuturuz ve lafta kalmış oluruz.
SON YAZILAR